Bu güzel gecede bir mucize olmasının potansiyeli, onun beni
anlamasının potansiyeliyle eşitti. Yani kocaman bir hiçti. O güzel gecelerde
sadece birkaç anı vardı, hiç mucize olmadı, anılarda yaşıyorum. Kaçak, göçebe
bir şekilde kimi zaman nefret kustuğum o anılarda yaşıyorum. Anılar bazen bir
eziyet gibi gelir fakat bir tane bile anının olması hiç anının olmamasından
iyidir. İnsanı insan yapan şey anılardır. Bazen gidilen bir yer, oturulan bir
bank, içilen bir çay, suratına çarpan rüzgâr…
Anıların değerini bilmek gerek, düşündünüz mü ya hiç
olmasalardı? Yaşanmışlıklar hiç olmasaydı ne olurdu bize? Her gün yüz yüze
geldiğimiz insanlar bile bizde birer anı bırakır. Bazen güzel bir gülüşü
bırakırlar, bazen sana çarpıp giderler, bazen düştüğünde seni kaldırırlar, bazen
suratına bakmazlar bile. Ufak anılar bile bizi biz yapan en büyük
unsurlardandır. Öyle güzel anılara sırtını dayayıp kötü anıları bir kenara
atamazsın. Olmaz o, insana aykırı bir kere. İyiliğe kucak açtığın kadar
kötülüğe de kucak aç ki kötü anlarında tutunacağın bir şeyler olsun. Kötü
anılarda, iyi anılardan öğrendiğimizden daha fazla gerçek vardır…
Bazen bir anı insanı öldürebilir veya süründürebilir fakat
insanı kalkındıran da tekrar bir anı olabilir. Anıları gömmeyin, bırakın nasıl
istiyorlarsa öyle davransınlar. Vardır herhalde bir bildikleri…
0 yorum:
Yorum Gönder