23 Kasım 2014 Pazar

Sen, siz...

Gece yeni başladı, kulaklarım da bir sessizlik hakim. Genelde hep böyledir, kurşun sıksan duyulmaz ya hani. Suskunum, her zamanki halim bilirsin, bilirsiniz. İçimde, beynimde neler dönse de dışım hep aynı kalacak. Hep olduğu gibi, sakin ve salak. Sen, siz nasıl görmek istiyorsan, istiyorsanız öyle olacağım yani. Ağacın üstüne çıkıp haykırmak yerine kaldırımda oturup dalıp gideceğim. Ölüler misali...

Düşünmek değil bilmek istediğim bir gece daha işte. Neyi bilmek istediğimi dahi kestiremezken sadece bilmek istiyorum. Ne olursa olsun, bilmem gerek. Sevgi mi, nefret mi, özlem mi, alışkanlık mı yoksa bir hiç mi? Hiç olmasından korkuyorum, ben hiçliği sevmem. Hiçlikten berbat bir durum yok fakat ben şuan hiç gibiyim. Yalnız ve hiç...

Bir dostum var, o kadar dostun içinde sadece bir dostum var. Anlarsınız ya, gömdüm diğerlerini. Anıları kaldı, anıları bıraktım. Onlar güzeller hala. Bu kadar kolayken, bu kadar basitken yavaş yavaş bu kadar zorlaşmış olması üzücü yaşamın, yaşanmış onca şeyin...

Kafamı kaldırıp bakmak istediğimde aklım benimle oynamaya başlıyor, izlediğim o filmi bana tekrar izletiyor. Tekrar, tekrar, tekrar ve tekrar. Bu hep böyle sürüyor. Yaşamak güzel, anılarda yaşamak ise daha güzel...



0 yorum:

Yorum Gönder

feedburner facebook twitter youtube google+ feedburner
feedburner