19 Kasım 2014 Çarşamba

Şiirsel gecenin, kör ağıdı...

Dünya'yı merkez olarak kabul edelim, çevresindeki 100 milyon ışık yılı genişliğindeki alanda bulunan yıldız sayısı bugünkü kısıtlı bilgimizle 200 trilyon kadar. Ne dersin, benimle tüm bu yıldızları izler miydin? Kaldırıp kafanı göğe,  sımsıkı sarıp beni, evrene açılır mıydın?

Saçlarınla oynamak isterdim o an, rüzgâr tenine değmesin diye siper olmak sana. Tüm o kötü gözlerden saklamak isterdim seni, ulaşamadığın ışıkları açmak sana. Kör kuyularda gezdirmek isterdim ışıksız, zihnimin anahtarını vermek sana. Zifiri karanlığın koynunda elinden tutup, yok olmuşların anılarını göstermek sana…

Kaldık mı seninle? Kaldık ya, kalakaldık ayazda…

Gel çal kapımı, o an anahtar düşecek buzdan ellerine. Sen girdikten sonra mühürlenecek bu kapı, buz tutacak kapattığın o ellerinle. Kalırız bir başımıza, kimseler uzatamaz o çirkin ellerini üstümüze. Hicazdan gelen bir ses uyandırır bizi, o büyülü ses tonuyla, birbirimizin sesi…

Açtık mı güzel bir film, bak gene bulduk şafağı. Bırak yorulma, çayın hazır içinde 2 kaşıkla. Kalamayız, kalamadık biliyorum o güzel kış akşamında. Ne güzel söylemiştin o şarkıyı, bir meleğin ses tonuyla.

Bir anı ol gel kal tam başucumda. Geleceksen uzatma, gelmeyeceksen bir yalancı cemre ol savrul yalnızlığımda. Arıyorum seni her gece ay ışığında, oturmuş bir kaldırımda. Kaldırmıyor kimse senden başka, gel bir imkansızı gerçek kıl bu savaşta.

Bir isteğim, bir lüzumsuz adamım. Tapınakta, tapınacak hiçbir şeyi kalmamış bir dindarım. Öldürmekten tiksinen bir seri katilim. Kötülük yapamayan bir şeytanım…

Yeter ki sen gel değiştir, gel ki değişsin, gel ki umut alevlensin yeniden! Hiç tanımadığım, bilmediğim bir yerden gel. Sessiz sedasız, arkama baktırmadan gel. Bekliyorum seni, her kimsen bilmiyorum ama geleceksin biliyorum…







0 yorum:

Yorum Gönder

feedburner facebook twitter youtube google+ feedburner
feedburner