24 Kasım 2014 Pazartesi

Ben ki...

Hoş gelmiştiniz hayatıma, başımın üstünde yeriniz vardı. Gittiniz, şimdi giderken niye hoş gitmiyorsunuz? Ben ki garip bir cesaretle koşmuştum sizlere. Bilmeden, görmeden, duymadan, hissetmeden alışmıştım. Yolun sonunu görmedim hiç, güvendim hep, güvendim sonuna kadar. O son hep hüzün mü olacak, yine mi hüzün olacak? Gidenlerin ardından, giden hep gidiyor da kalan hiç kalamıyor biliyor musun? Alıp başınızı gittiğinizde arkada kalanları siz takip etmeyeceksiniz ama arkada kalanlar sizi hep takip edecekler. Kazık yemek unutulmaz...

Görünen o ki mutlu mesut yaşıyorsunuz. Yaşayın, yaşayın bakalım. Kaç gün, kaç gece daha böyle sürecek? Hiç mi anılar rahatsız etmeyecek? Bilemiyorum, nasıl bir zihniniz var ki bu kadar acımasızsınız? Paylaştığınız onca şeyi nasıl atabiliyorsunuz, nasıl silebiliyorsunuz tüm bu hayatı? Bir iz dahi yok herhalde, yok sizde tek bir nokta dahi.

Kapamalıyım çenemi, çenem çok açılıyor. Aklım dursa duracak fakat aklımı bozdunuz siz benim. Gebermenizi istesem müstahaktır kardeşlerim, dostlarım, sevgililerim, arkadaşlarım...

Yenildiğimi gözler önüne seriyorum ben, gösteriyorum ilk defa. Bundan gurur duyarsınız umarım. Potansiyelinizi hala görmek isterim, hala sınırlarınızı görmek isterim...




0 yorum:

Yorum Gönder

feedburner facebook twitter youtube google+ feedburner
feedburner