Açık konuşacağım, filmden çıktım ve eve daha yeni geldim.
İçimde bunu haykırma isteği var.
Carl Sagan der ki: "Bilimi açıklamaktan kaçınmak, bana
son derece ters gelen bir tutum. Birine aşık olduğunuzda, tüm dünyaya duyurmak
istersiniz.". Bende bunu örnek alarak diyorum ki, böyle bir filmi övmemek,
anlatmamak benim için çok ters bir durum. Ben bu filme aşık oldum ve bu hafta
içinde kesinlikle bir kez daha izleyeceğim.
Bu bir eleştiri yazısı değil, bunu unutun. Çünkü filmin
eleştirilecek tek bir noktasını dahi göremedim.
İlk olarak yazımın başında şunu söyleyeceğim ve zaten yazıyı
kısa tutacağım: Ben daha önce böyle bir film izlemedim...
Film öyle bir atmosferdeydi ki sanki 2001'i ve Contact'ı
harmanlayıp, eksilerini bir kenara atıp bir şaheser yaratmış Nolan. Tüylerimin
o diken diken oluşu ki bu öyle her filmde olan bir şey değildir. Bilim kurguya,
dramı bu şekilde uyarlayıp üstüne birde epik bir macera ekleyip bir destan
yazdı Nolan. Bana sadece bunu övmek düşecektir.
Övülmesi gereken başka bir büyük detay ise kesinlikle oyuncu
şeçimi. Yani Matthew McConaughey’nin oyunculuğuna diyecek yok zaten, hakkını
öyle bir vermiş ki bir hassiktir çekiyorsun! Anne Hathaway zaten o zarifliği ve
güzelliğiyle harmanlanmış mükemmel oyunculuğuyla beni resmen büyüledi.
Beni bilen bilir, bilmeyenler için söylüyorum ben gideceğim
filmlerde merak dozumun artması için öncesinde hiç araştırma yapmam. Ne oyuncu,
ne senaryo. Sadece oradan buradan(Trailer vb.) gördüklerim kadar bilgim olur ve
bunun neticesinde filmde Matt Damon ve özellikle Ellen Burstyn’i görmek benim
için çok zevkliydi. Film Nolan’ın filmi olduğu için zeki profesör rolünde
Michael Caine’i görmek beni pek şaşırtmadı doğrusu J
Neyse, fazla söze gerek yok. Son yılların, belki de dünyanın
en iyi Sci-Fi/Drama filmiydi. Ben ciddi şekilde etkisinde kaldım. Kesinlikle
gidip bu filmi sinemada izlemelisiniz. O atmosferi yaşamalısınız…
0 yorum:
Yorum Gönder