11 Temmuz 2015 Cumartesi

La bu John Connor size ne etti gardaş?

Öncelikle söze girerken baştan şunu söylemek istiyorum, film izlediğim en iyi Terminator filmiydi. Ceymis Kamuran (A.K.A James Cameron) abimizin de röportajında belirttiği gibi gerçekten 3. Terminator filmiydi kendileri...

Zamansal algımızı tamamen karıştırıp, bizi paradoksların içinde bırakan bir film olmuş, senaryo gerçekten çok çok iyiydi. Filmin geri kalanına daha sonra değineceğim ama tek bir şey dışında çok çok iyiydi demem gerek daha doğrusu. O şey ise John Connor...

Söze daldan atlayarak falan gireceğim kusura bakmayın ama sen koskoca John Connor'ı al, Skynet'in köpeği yap. Oldu mu lan bu, nasıl iş olum bu? Böyle John Connor mı olur lan?! (Bkz: Resim 1)

(Resim 1)

John Connor dediğin yüzünde yarasıyla, elinde geleceğin silahıyla, bazen yalnız bazen direnişiyle, bazen canı kanı kankası babası Kyle Reese'le(Bkz: Resim 3) makinelerin korkulu rüyası, avcısıdır! (Bkz: Resim 2)

(Resim 2)

(Resim 3)

Şuana kadar John Connor'ı oynayan aktörleri artık sayamıyoruz, filmidir dizisidir şusudur busudur haddini aştı bunu hepimiz biliyoruz ama Jason Clarke bana göre en iyi John Connor'dı, En son Christian Bale felaketinden sonra gerçekten karşımıza adam gibi bir John Connor çıkarabilmişler demiştim ta ki John Connor'ı önümüze bir makine olarak koydukları ana kadar. Çocukluğumuzun kahramanını alıp kötü adama dönüştüren bu zihniyeti kınıyorum! Fakat filmin başlarında gelecekte ki Skynet'e saldırıyı yöneten John Connor direnişe gaz verme konuşmasını yaparken tüylerimin diken diken oluşunu hala hatırlıyorum sayın seyirciler...

Neyse John Connor'ı bu kadar eleştirdiğim yeter, odamda oturmuş sigaramı tüttürürken kapıyı yeniden programlanmış bir T-800'ün kırıp beni John Connor'a hakaretten öldürmesini istemem doğrusu...

Gelelim filmin geri kalanına, gerçekten nereden başlasam bilemiyorum. O kadar iyi bir film izledim ki, tek saniyesinde bile sıkıldığımı hatırlamıyorum.

Öncelikle Moruk'tan(Kim olduğu bilinmeyen bir abimiz tarafından yeniden programlanıp Sarah Connor'ı 9 yaşından itibaren korumak için geçmişe gönderilmiş bir başka T-800) başlamak istiyorum filmi övmeye. "Yürü be Arnold, kim tutar lan seni!" diyerekten başlayalım... (Bkz: Resim 4)

(Yazının buradan sonraki kısmını bunu açıp okuyun.)

(Resim 4)

Asalete bakar mısınız? Şu duruşa bir bakın, karşınızda Old Men T-800! Altını çizerek söylüyorum: Moruk ama antika değil...

Genç T-800 gelecekten gelip apaçilerden donlarını istiyordu ki bir baktık elinde pompalısıyla bir yiğit geliyor uzaklardan. Sıktıkça sıkıyor genç versiyonuna, öyle bir girişi vardı ki hala aklımdan çıkmıyor. Sonra başlıyorlar kavgaya, eşi görülmemiş bir kavga belkide, T-800 vs. T-800... (Bkz: Resim 5)

(Resim 5)

(Bu arada siz sormadan ben söyleyeyim, terminatorler yaşlanmıyor fakat üstlerindeki orijinal insan dokusu olduğu için görünüşleri gün geçtikçe yaşlanıyor.)

Kavgaya kendimizi tam kaptırdığımız anda arkada 50 kalibrelik bir sniperla gözümüzün nuru Sarah Connor beliriyor ve bir anda T-800'e öyle bir sıkıyor ki hık bile diyemeden gözlerinin kızıl ışığı sönüveriyor. Meğersem kendisi baya baya ölüm meleği olmuş bile, o kadar ölüm meleği olmuş ki Kyle Reese'i bile T-1000'in elinden tereyağından kıl çeker gibi kurtarıp T-1000'i yok ediyor yahu kızımız... (Bkz: Resim 6)

(Resim 6)

Linda Hamilton'a haksızlık etmem asla, en iyi Sarah Connor oydu ama Emilia'nın da hakkını yememek lazım şimdi, gerçekten muhteşem oynamış...

Ayrıca a dostlar şuana kadar hem ejderha hem terminator beslemiş kaç aktris var piyasada allaşkına?

Moruk(Yaşlı T-800) Sarah'ı 9 yaşında gelecekten gelen T-1000'den kurtardığından beri resmen Moruk, Sarah için bir baba gibi olmuş. Aralarında ki bağ o kadar kuvvetli ki, Sarah onun için kendini tehlikeye bile atabiliyor. Tam bir takım olmuşlar işin doğrusu, mükemmel bir takım... (Bkz: Resim 7)

(Resim 7)

Öte yandan Moruk'un bazı sahneleri gerçekten insanın içini burkuyor, o kadar iyi bir karakter tasarlamışlar ki hemen kanınız kaynayıveriyor. Moruk'a bir şey olunca sanki size olmuş gibi oluyor... (Bkz: Resim 8)

(Resim 8)

Skynet'e gelince, asıl bomba burada! Bizim şu doktor nam-ı diğer zaman lordu gelmiş burada da Skynet'in canlı kanlı hali olmuş. Çok rolü yoktu ama role yakışmış doğrusu Matt Smith, tebrik ederim kendisini. (Bkz: Resim 9)

(Resim 9)

Eklemek istediğim 2 şey daha var, gerçekten İYİ olmuş şeyler;

1. T-800'ün donlarını almaya çalıştığı apaçilerin sahnesi bize bir nostalji yaşattı. (Bkz: Resim 10)

 (Resim 10)

2. Diğerinin aksine Bir asyalı olduğu her halinden belli olan fakat yine aynı şekilde bir polis olan T-1000 görmeye değerdi... (Bkz: Resim 11)
 (Resim 11)

Her şeyin ardından belki de hiçbir zaman aklımızdan çıkmayacak o T-800'ün yapmacık ama bir o kadar içten gülüşü, beni kahkahalara boğmaya yetmişti... (Bkz: Resim 12)

(Resim 12)

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER!













0 yorum:

Yorum Gönder

feedburner facebook twitter youtube google+ feedburner
feedburner