13 Mayıs 2015 Çarşamba

Karmaşa

Çıldıran bunca insan içinde, bu karmaşanın içinde küçük bir adamın ne şansı var ki yaşam uğruna? Ne şansı var acaba küçücük bir zihnin bunca kötülüğün içinde a dostlar söyleyin bana? Yanan bir ormanda küçücük tek bir ağacın kurtulma şansı sizce nedir? Yoktur değil mi? Bir mucize olmaz ise yoktur evet. Böyle mucizelerde her gün karşısına çıkmaz o adamın, bir kere çıkar ve gider. Gittiğinde ise bir daha da karşısına çıkmaz. Mucize bitmiştir, adam düştü...

Adam yaşamaya kalkıştı bu karmaşa içinde, toprağa düştü yüzü adamın. Kalktı tekrar, tutundu zarif bir dala ama bıraktı. Kırmaktan korktu onu ve bıraktı. Kendi çabasıyla kalktı ayağa. Sonra Sağlam görünümlü bir dala tutunarak iyice ayağa kalkmaya çalıştı ki ne olsun? O dal kırıldı ve adam tekrar yüzünü toprağa gömdü. Adam yine düştü...

Adam hiç olmadığı kadar acı çekti, acıyı kardeş belledi bu andan sonra. Acıdan güç almayı öğrendi ve acıyla bir bütün oldu. Artık o yıkılmaz bir duvardı. Onun duvarını balyoz ne kadar kuvvetli olursa olsun yıkamazdı artık. Ama özel bir balyoz vardı, o balyoz vurdu, duvar yıkıldı. Adam yine düştü...

Adam aldı duvarın parçalarını, harcının içine acıyı koydu, üstüne öfkeyi ve nefreti koydu bu sefer farklı olarak. Adam duvarını yeni baştan yaptı, tüm dalları korkmadan kırdı ve ayağa kalktı. Adam tam artık bitti derken, ayağı farklı bir dala takıldı yerde. Adam yine düştü...

Adamın kaderi düşmekti belki de?...

Ama adam her düştüğünde kalkmasını bildi, her düştüğünde daha güçlü kalktı adam. Hiç yorulmadı bu karmaşanın içinde. Düştü ve daha güçlü kalktı. Yine, yine, yine ve yine düştü ama her seferinde bir öncekinden daha hızlı kalkmayı öğrendi. Adam artık yenilmezdi...


7 Mayıs 2015 Perşembe

Sevgi

Bir gezegen düşünün, içinde milyarlarca canlının yaşadığı. Fakat o gezegende ki milyarlarca canlı içinde sizin için var olmuş bir canlı gözünüze illaki çarpacaktır. Sanki o sizin görüşleriniz alınarak var olmuş ki bu varoluşa ister tanrı, ister evrim, isterse herhangi sikten bir yaradılış saçmalığını öne sürebiliriz fakat görünenin karşısında zihnimiz tek bir cümle ortaya atacaktır:

"O benim ve onun için yaşayacağım."

Hah... Buna inandın mı peki? O senin falan değil aptal, hiç senin olmadı, sen bile senin değilken bir başkasının senin olmasını nasıl beklersin be adam?! Yaşamak mı? Yaşamın ha, nerede peki bahsettiğin bu yaşam? Bak önüne ve kaldır göğe şimdi pislenmiş ellerini, Tanrı'ya küfret!

"Neden buradayım, niçin bu kadar acı içindeyim seni orospu çocuğu ve o niye yanımda değil ha?!" diye haykır...

Yazık, yeni baştan yazık sana, bana, ona. Yazık herkese ve her şeye. Yazık Dünya'ya içindeki birçok caniyle yanıp kül olurken, bir karanfilin kokusuyla gelen bir ölüm gibi.

Kavramlar, bilgiler, öğrenilen her şeyin veya milyarlarca yıllık evrenimizin ve insanlık tarihimizin destansı sayfalarında gizlenen tüm gerçeğin ardından zihnimize baktığımızda bir şey görüyorum. Doğduğumuz günden itibaren oraya konulmuş bir bilgi, belki kader diyeceğim buna. Kadere inandırabilecek, Tanrı'nın varlığını sorgulamamamı sağlayacak bir etmen bu. İnsanlığı kötü olan her şeyden arındırıp kurtaracak, bitmeyen yolların sonunu getirecek, evrensel bir etmen. Günümüzde buna sevgi diyorlar ve sevginin önünde durabilecek bir güç yoktur dostlarım.

Şimdi ise kollarını açıp daha temin küfrettiğin belki inanmadığın o Tanrı'ya belki de "Sevgiyi geri istiyorum, lütfen bana onu geri ver, tek istediğim bu." diyeceksin.

Ölüm anında sevdiğiniz her bir insan gözünüzün önünde canlanır derler, peki ya biz bir insanı her an gözümüzde canlandırıyorsak ki bu insan o halde bizi her öldüğümüzde diriltiyor olmaz mı?

"Sevginin ne olduğunu gördüm, çok iyi biliyorum." diyen adam yalan söylüyordur. Sevgi anlaşılmazların belki de en büyüğüdür. Sevginin tanımını yapacak olursak iki farklı yol vardır:

Bunlardan ilki Hallelujah'dan örnek vermek gerekirse: "Aşktan öğrendiğim tek şey silahını senden önce çeken birini nasıl vuracağın oldu." cümlesidir.

İkincisi ise dostlarım gerçek sevgidir ve bunu anlatmaya kimsenin ne kalemi nede aklı yeter. Sonsuzdur, evrenseldir, barış içindedir bu sevgi...

O sevgi hepimizin içinde var fakat bunu daha görebilmiş bir adam veya kadın benim şahsi görüşümle çok azdır belki de yoktur.

Sevgiyi arayıp bulmamız lazım, sonunda yok olacak bu insanlığı ancak sevgi kurtarabilir...


6 Mayıs 2015 Çarşamba

Afiş Tasarımlarım

http://darthmufa.deviantart.com/





Afiş Tasarımlarım


http://darthmufa.deviantart.com/
















Afiş Tasarımlarım

http://darthmufa.deviantart.com/









feedburner facebook twitter youtube google+ feedburner
feedburner